Tuesday, November 20, 2007

Hipogrif tepmişe dönesin, baykuşlara gelesin Harry

Uzun zamandır yazasım vardı da, hayat işte. Siz Order of Phoenix'i izler, Deathly Hallows'u okurken ben Tunceli'de askerdeydim. Seriyi şöyle bir baştan sona okuyup da yapayım dediğim o uzuuuun mu uzun analiz yalan oldu bu sebepten. Şu birkaç gün malum sebeplerden hayalet gibi dolaştım, şimdi biraz kafayı toparladım ve yazıyorum evet.

Gerçeaak bir Severus Snape hayranı olarak nelbette ki serinin son kitabını kaçıramazdım. Yayınlanmadan hemen önce internet kafelerde pdf formatında kıraat ettim, yayınlandıktan sonra da anamgillere tembihledim ve Tunceli'ye gönderttim kitabı. Elime geçtiğinde de öyle bir şefkat gösterdim ki, ana oğluna göstermemiştir, bir emzirmediğim kaldı.

Seri bitti, evet, ama bir umut ki insanı insan yapan odur, şöyle bir küller soğuduktan sonra acaba diyorum Rowling oturup da Tom Riddle'ın Hogwarts günlerini, Severus - James çekişmesini şöyle yeni bir seri de anlatır mı? Anlatmaz herhalde de böyle bir sapkın fantazim var. Death Eater'ların milleti evden topladığı dehşet havası yaratılabilir, Voldemort'un Lily ve James'i katlettiği yerlerde gözyaşları dökülebilir. Severus Snape'in Voldemort tarafındaki hali nasıl bir Palpatine -Anakin Skywalker havası yaratırsa, Dumbledore'a sığınması da bir duygu seli ortaya çıkarabilir.

Evet efendim 7 kitap okuduk + 5 film izledik. Filmlere değinmeyi manasız bulsam da iki kelam edeyim. Severus Snape'in incelikleri filmlerde genellikle kesilmesi uygun görülen kısımlarda olduğundan kitapları okumadan doğrudan seriyi görsel yollardan takip edenlerin bizimkine benzer bir sevgi duyması imkanlı değil idi. Beri yandan şahsi kanaatime göre Sırlar Odası'nın örümcekli, yılanlı korkunçluğu ki o dönemki kız arkadaşım tırsıp beni filmin yarısında salondan çıkarmıştır, tüm kesintilere rağmen işte alarko zombi gerçek zombi gerçek horror dedirtmiştir. tüm tenkitlere rağmen Oop'nin de beklentilerimi çok aştığını söylemeliyim. Alan Rickman, Ralph Fiennes, Gary Oldman ve Helena Bonham Carter gibi casting mucizeleri de müthiş bir seyir zevki verdi bana.

Altıncı kitap genel olarak düşünselinde ve Hortkuluk peşinde geçtiğinden görkemli olmayacak amma Dumbledore'un cenazesi bir destan olacak kanımca. Yedinci filmin sonunda da muhtemelen artık Voldemort ile Harry penaltı atışırlar, ya da Severus Snape kalpten falan gider, kitaplardan bu kadar kopmaya devam ederlerse.

Neysem.
Severus Snape sevgimi Merope kafa iznindeyken niki altına girdiğim Severus Snape sevgisinden geceleri gizlice ağlamak bakınızı ile ortaya döküvermiş idim zati.
Bu sevgiyi zaman zaman şiirlerle ifade ettim:

ten beyaz, saç siyah küller,
kahkahasında patlar uclu kelekerler,
kirpiği kapkara tüller,
ben bir ölüm yiyene vuruldum...

göz değil lumos mübarek,
bendeki aşk değil imperius olsa gerek,
bir iksirciyi sevdi nihayet,
ben ebedi hogwarts'tan kovuldum...

asamı aldım yanıma,
cisimlendim diagon yoluna,
benzedim bahtsız remus'a,
ulu çınar'a sığındım...

seyret perişan halimi bende akşam olmakta,
dostlar seyrelmiş beyhude iksirle vakit dolmakta,
hipogrif çarpmışa döndüm, macar tekboynuzlu tepmişe döndüm terk i diyarda,
snape, senin allahın yok mu?

yarin gözü iksirde benim bir kuru cüppem var,
ruh emiciler nispette be hey kara vicdanlı yar,
yağlı saçlarına yağmasın lapa lapa kar
snape, senin allahın yok mu...?

Zaman zaman da Gryffindor sempatizanı dürrüklere karşı Severus'umuzu müdaafa etmek durumunda kaldım:

ne remus, ne dumbledore, ne sirius
bi tanedir bizim severus.

Severus Snape'i yetkinlik olarak tenkit etmek sizin de katılacağınız gibi na-mümkün. Kendisini kıyas edeceğimiz büyücüler bence Sirius, James, Remus felan değil, o yetenek olarak bunların üzerinde Dumbledore'un altında yer alıyor. Severus üzerine yapılan pek çok eleştiri Gryffindor'lu ibişler tarafından, Slytherin'lileri kayırıp kendilerini aşağıladığı yönünde. Ama bakıyorsun aşağılananlara: Tembellik timsali sakarlık abidesi Neville Longbottom, görünmeyen pelerini ile bütün gece serserilik peşinde koşan Harry Potter, yine tembellik üstüne tez yazmış Ron Weasley ve bu tiplerin antikoru teacher's pet'i, inek Hermione Granger. Snape yapı itibariyle çok çalışmadan ziyade keskin zekaya ehemmiyet verdiğinden işi gücü Hogwarts bir tarih'i satır satır ezberleyip sınıfa satmak olan bayan Granger'ı sevmemesini normal buluyorum. Bu tiplerin ayrıca Granger'a bulanık diyenlere illet olup da Pansy'den maymun diye söz etmeleri de pek manidar bence, not alınsın. Eğer ki okul sınırları içerisinde bir kurtadam'ın barınması normal diyorsanız, hele ki Azkaban Tutsağı'nda Sirius'un çocukları korumak için gösterdiği çabayı ve Remus'un dönüştüğü o canavarı gördükten sonra bunu iddia ediyorsanız siz Severus'u sevmeseniz de olur bence. O kurtadam adam Facebook aplikasyonlarına benzemez, adamı yer kalbini de kırar.

Occlumency dersleri esnasında pek heyecanlanmıştım esasında, Harry Potter ve Severus aynı odada. Anakin - Luke buluşması gibiydi benim için. Şöyle bir baba oğul tadı almadım değil şahsen, öğreten adam ve oğlu modunda. Bir garip elektrik efendime söyleyeyim pek yakıştırdım nedense... Sonrasını biliyorsunuz, Harry Potter'ın yine klasikleşmiş, önceden çalışılmış dallamalığı ve düşünseline kafayı sokmasıyla yaratılan o büyülü ortam bozuluverdi.
Bir derse bile çalışarak gelmeyen, insanın başına ya .araktan ya meraktan sözünü duymamış Potter kanırta kanırta sonunda Sirius'u öldürtene kadar kehanet peşinde koştu, arada bir de Arthur Weasley'den ısırık alıp kendi kendini ispiyonladı, kahraman oldu. Hani Harry Potter karakteri olsam hiç üşenmem Hogsmeade'den Privet Drive'a kadar anka kuşu tüyü telekli meşe odunumla kovalar, sağ kalan çocuk'u kafası odunla kırılan çocuk yapmadan da dönmezdim.

Dumbledore ki cinsel tercihinden dolayı değil, Harry'i Voldemort'un kucağına bırakarak ibnenin en hası olduğunu kanıtlamıştır, Allah'ın dağında bir lokma bir hırka modeli yaşayan Snape'e ucundan dahi koklatmamıştır. En azından yol + SSK bile çocuğun biraz toparlanmasına yeterdi ki ağzını bile açmamıştır Severus, ekstra Occlumency derslerini beleşe vermiştir. Şimdi en boktan matematik dersinin saati 50 kaat?!

Snape ile ilgili diyeceklerim şimdilik bu kadar.
Amma ve lakin son bir parantez açmak isterim dizideki bir no'lü aşkıma, sevgili Ginevra Molly Weasley'e. Biraz bekleyeyim de resme tıklayıp güzelliğe bir bakın. Trende Slytherin'lere yaptığı uğursuzluk büyüsüyle hocaların tikatini çeken Ginevra'nın Quidditch maçlarında hafiften çirkefe kaçması bende kendisinin de hafiften bir Slytherin kanı taşıdığı, bu sebepten bana iyi bir eş ve çocuklarımın anası olabileceği düşüncesini uyandırdı. Amma Snape gibi kadersizmişim ki ben Slytherin cübbemi sırtıma geçiremeden Harry ibişiyle evleniverdi, ona yar oldu Ginevra Weasley. Kapanış şiirimi de ona adıyorum:

nikahına beni cisimlet sevgilim
istersen şahidin olurum senin
bu muggle kim diye soran olursa
slytherinseverlerin Ömer dersin sevgilim

hayaller kurardık biz Harry'den önce
hiç yoktu hesapta ayrılık bizce
bilirsin ne kadar görmek isterdim
yeşil cübbeler içinde seni öylece

Muggle'ın biriysem sevemez miyim
Galleon olmadan karın doymaz diyen ben miyim
şimdi çok zenginsin ben aynı garip
sana bir adamotu veremez miyim

nikah masasına oturdun işte
Crucio'ya dayanmaktan zormuş böyle sevince
sana mutluluklar sözüm kardeşçe
al asanı git bir an önce

3 comments:

Ova (Excuse My Reading) said...

Şu yazıya öyle güldüm ki.. snape e ssk+yol teklif edilse bakışlarını çoook merak ediyorum hahahahaha :))) ilahi nick.

snyx said...

oy oy oy :)

Anonymous said...

Well written article.